Obezitenin kanser kadar tehlike saçtığını belirten uzmanlar, tedavinin endokrinoloji, beslenme, psikiyatri ve estetik cerrahi uzmanlarının gözetiminde yürütülmesi gereken komplike bir süreç gerektirdiğine dikkat çekiyor. TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye obezitede Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncü sırada yer alıyor.
Pandemi Türkiye’de obezitenin tansiyonunu yükseltti. TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu tarafından hazırlanan rapora göre, 2021’de kadınlarda obezite görülme oranı yüzde 40, erkeklerde ise yüzde 25 sınırına dayandı. Nüfusun yüzde 34’ünün aşırı kilolu yani obezite sınırında olduğunun belirtildiği raporda, obezite oranının doğudan batıya gittikçe arttığı saptandı. Türkiye bu oranlarla Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncü sırada yer alıyor. Obezitenin çok sayıda riskli sağlık sorunuyla birlikte depresyon gibi psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğini belirten Prof. Dr. Alper Çelik, “Pandemide artan stres ve kaygılar yeme bozukluklarına kapı araladı. Obezite, çağın hastalığı olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en az kanser kadar tehlike saçıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye’de her 3 kişiden 1’i obez. Obezite için genel cerrahi, endokrinoloji, beslenme, psikiyatri ve estetik cerrahi uzmanlarının gözetiminde yürütülmesi gereken, hatta ihtiyaca göre kalp ve göğüs hastalıkları uzmanlarının da dahil olması gereken uzun bir tedavi söz konusu” dedi.
CERRAHİ OPERASYONLARLA CİLT TOPARLANIR MI?
Obezite tedavisinin geniş bir yelpazede çeşitli uzmanların kontrolünde obezite cerrahisi ile başlayıp vücudun estetik operasyonlarla toparlanmasına kadar uzanan komplike bir tedavi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alper Çelik, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Tedavide tüm aşamaların doğru zamanda yapılması büyük önem taşıyor. Diyabet, yüksek tansiyon, kansızlık sorunu yaşayanlar için bu süreç büyük bir risk barındırıyor. Önceliğimiz her zaman bu sorunların giderilmesi ve aşırı kiloların verilmesi… Aşırı kilo kaybı vücudun özellikle yüz, boyun, kol, göğüs, karın, kalça, bacak bölgelerinde göze hoş görülmeyen cilt sarkmaları yaratabiliyor. Bu deformasyonları, çok sayıda işlemi kapsayan “Obezite Cerrahisi Sonrası Estetik” yani Post-Bariatrik Cerrahi operasyonlarla giderebiliyoruz.”
VERİLEN KİLOLAR ARTTIKÇA DEFORMASYON DA ARTIYOR MU?
Verilen kilo miktarındaki artışın vücut deformasyonlarını da artırdığına değinen Prof. Dr. Alper Çelik, “Fazla kilolardan kurtulma dönemi sona erdiğinde, yine bir bekleme sürecine ihtiyaç duyuyoruz. Buradaki hedefimiz öncelikle hastanın hedef kilosunda belirli bir süre kalabilmesini sağlamak. Bu aşamadan sonra Post-Bariatrik Cerrahi devreye giriyor. Bu tür operasyonlar, deformasyonlara bağlı olarak birden çok etabı kapsayabiliyor. İyileşme süreci diğer cerrahi operasyonlara oranla biraz daha uzun sürse de Post-Bariatrik Cerrahi, obezite tedavisinin en önemli aşamalarından birini oluşturuyor. Tedavinin bu son aşamasını hastaların sağlıklı forma ve psikolojiye kavuşabilmeleri için bir tercih değil, bir ihtiyaç olarak görüyoruz” dedi.
AA